Gözden kaçırmayın

20 Bin Yeni Öğretmen Göreve Başlıyor20 Bin Yeni Öğretmen Göreve Başlıyor

Şahin şunları söyledi:

22 Mart 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan ve kabul edilen karar ile 22 Mart Dünya Su Günü olarak ilan edilmiştir ve bu tarih itibariyle tüm dünyada ve uluslararası alanda her yıl 22 Mart, Dünya Su Günü olarak kutlanmaktadır. Tüm dünyada canlıların yaşamı için vazgeçilmez olan, yaşamsal önemi olan bu maddenin değerine dikkat çekmek için, sağlıklı ve temiz suya erişmek, su kaynaklarının korunması ve çoğaltılmasını sağlamak amacıyla planlamalar yapılmaktadır.

SU SORUNUNA FARKINDALIK OLUŞMALI

Günün anlam ve önemine ithafen dünyamızın içinde bulunduğu su sorununa parmak basmak ve farkındalık oluşturmak gerekmektedir. Sadece farkındalıkla kalmamalı, suyun kullanımında tedbirler de alınmalı ve temkinli davranılmalıdır. İnsan vücudunun yüzde altmış ile yüzde seksen aralığında sudan oluştuğu, yine dünyanın yüzeyinin de dörtte üçünün sudan oluştuğu dikkate alındığında suyun hem bedenimizde hem de dünyamızda yadsınamaz bir yerinin olduğunun farkına varmalıyız. İnsanoğlunun tüm ihtiyacının suda birleştiği ve sudan karşılandığı, her kapının suya çıktığının bilincine vardığımız bu günlerde suyun kıymetini daha çok hisseder hale geldik. Su kıtlığının yaşandığı ve yaşanmaya da devam ettiği bu günlerde küresel su krizinin, küresel ısınmanın, kuraklığın, yağış azlığının etkisini üzerimizde hissediyoruz. İklim değişikliklerinin yaşandığı, yıllık yağış ortalamasının altında kalan ülkemizde, su kullanımı için tedbirler alınmadığı takdirde gelecek yüzyıllarda su kıtlığı çeken ülkeler arasında olacağız. Temiz ve içilebilir suya erişimin temel yaşam hakkı olmasına rağmen milyonlarca insanın su temin edemediği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Küresel su tüketiminin yüzdelik dilimlerine baktığımızda yüzde 69 gıda ve tarımda, yüzde 21 enerji ve endüstriyelde, yüzde 12 içme suyu ve evsel kullanım olarak tüketim yüzdelikleri yerini alıyor. İnsanoğlunun su faaliyetlerini yaparken temkinli olması gerekirken savurgan bir şekilde su tüketimi yaptığı aşikâr olup, suyun kullanımı noktasında pervasızca hareket edilmektedir. Suya gereken özenin gösterildiği, kullanırken israf edilmediği ve sınırlandırıldığı bir hayat felsefesine dönülerek, su hassasiyeti oluşturularak israfın önlendiği ve su tasarrufunun yapılmaya başlandığı adımların atılması gerekiyor.

DAMLATAN VE SIZINTI YAPAN MUSLUKLARI TAMİR ETMEK

Günlük yaşantımızdan örnek verecek olursak; duş ve banyo kullanımı esnasında ya da diş fırçalarken musluk kullanımına dikkat etmek, bulaşık yıkarken elde yıkamada suyun daha fazla kullanıldığı gözetilerek bulaşık makinasında kısa programların kullanılmasına dikkat etmek, çamaşırları elde yıkamak yerine çamaşır makinasında kısa program seçeneği ile yıkamak, mutfakta sebze ve meyveleri yıkarken uzun ve tek tek yıkamak ve durulamak yerine bir miktar sirkeli suda ya da karbonat ile bekletip daha sonra durulamak, bahçe ve yeşil alan sulamalarında damlama su kullanımını yaygınlaştırmak, salma sulamayı veya fıskiye ile sulamayı önlemek, damlatan ve sızıntı yapan muslukları tamir etmek ya da değiştirmek gibi çeşitli önlemler ile farkındalıklar oluşturulabilecektir.

SU KULLANIMI TOPLUMUN GELİŞMİŞLİK SEVİYESİ İLE DOĞRU ORANTILI

Kişi başına düşen su kullanımı toplumun gelişmişlik seviyesi ile doğru orantılı olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmaktadır. Bu noktada üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeli, hassasiyet ve farkındalık oluşturarak suya gereken ehemmiyeti göstermeliyiz. ‘Su gibi aziz ol’ denilen bir kültürün evlatları olarak suya verilen kıymetin farkına varmalıyız. Atalarımızın bu duada suyu azize benzetmesinin asıl nedeni; suyun yeryüzüne hayat versin diye Aziz olan Allah tarafından indirilmesindendir. Su yeryüzüne indikten sonra canlıların yaşamında vazgeçilmezi haline gelerek Canandan cana verilen aziz bir hediyedir. Dua ile “Eğer su gibi aziz olursan sen de yaşamın vazgeçilmezi olursun” demektedir. Çünkü su hayattır, su azizdir. Su kutsaldır. O bir hazinedir…’ Bizler nimet olarak sunulan, yaşamın merkezinde yeri olan bu hazineyi koruyarak gelecek nesillere de aktarabilmeliyiz.