Türkiye ekonomisi, son yıllarda yaşadığı krizler, yüksek enflasyon, döviz kuru dalgalanmaları ve siyasi belirsizlikler nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Ekonomi yönetimi, 14 Mayıs seçimlerinden sonra kredi kartlarına nakit avans kullanımını sınırlayarak dövize erişimi kısmaya çalıştı ancak bu hamle hem bankaları hem de vatandaşları mağdur etti. Merkez Bankası, tepkiler üzerine bu kararını geri aldı ancak sorunlar devam ediyor.
Peki, Türkiye'nin ekonomi yönetiminde rasyonel bir zemine dönme dışında seçeneği kalmamış ise, bugüne kadar izlenen ekonomik politikalar irrasyonel mi oluyor? Bu #irrasyonel politikaları, kim, neden izlenmiştir? Bunun ülkeye, her bir vatandaşa maliyeti ne kadardır? Bunu sormak her bir vatandaşın hakkı!( Bülent Şahinalp E.Müsteşar yrd)
Bu makalede, Türkiye'nin ekonomik performansını değerlendirecek, irrasyonel politikaların nedenlerini ve sonuçlarını analiz edecek ve rasyonel bir ekonomi yönetimi için öneriler sunacağız. Hazırsanız başlayalım!
İrrasyonel Politikaların Nedenleri
Türkiye'nin ekonomik politikalarının irrasyonel olduğunu söylemek için pek çok sebep var. Bunlardan bazıları şunlar:
- Popülist yaklaşım: Ekonomi yönetimi, seçmenleri memnun etmek için popülist önlemlere başvurdu. Örneğin, faizleri düşük tutarak kredi genişlemesi sağladı, kamu harcamalarını arttırdı, vergi indirimleri yaptı ve sosyal yardımları genişletti. Ancak bu önlemler, bütçe açığını ve cari açığı büyüttü, enflasyonu ve borçlanmayı arttırdı ve üretkenliği azalttı.
- Siyasi müdahale: Ekonomi yönetimi, siyasi gündeme göre hareket etti. Örneğin, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahale ederek faiz kararlarını etkiledi, yabancı yatırımcılara güven vermedi, kurumsal kaliteyi zayıflattı ve hukukun üstünlüğünü ihlal etti.
- Dış bağımlılık: Ekonomi yönetimi, dış kaynaklara bağımlı bir büyüme modelini sürdürdü. Örneğin, ithalata dayalı bir tüketim patlaması yarattı, enerji ve girdi ihtiyacını karşılamak için dövize ihtiyaç duydu, ihracat potansiyelini arttırmak için yapısal reformlar yapmadı ve dış şoklara karşı dirençli olmadı.
- Vizyonsuzluk: Ekonomi yönetimi, uzun vadeli bir vizyon ortaya koyamadı. Örneğin, ekonomik hedeflerini belirsiz ve değişken tuttu, bilim ve teknolojiye yatırım yapmadı, insan kaynağının niteliğini geliştirmedi ve katma değeri yüksek sektörler oluşturmadı.
İrrasyonel Politikaların Sonuçları
Türkiye'nin izlediği irrasyonel politikaların sonuçları, hem makroekonomik hem de mikroekonomik düzeyde hissediliyor. Bunlardan bazıları şunlar:
- Düşük büyüme: Türkiye'nin ekonomik büyümesi, son yıllarda düşük ve dalgalı seyretti. 2022 yılında yüzde 0,9 büyüyen Türkiye, 2023 yılında yüzde 1,8 büyümesi bekleniyor. Bu oranlar, Türkiye'nin potansiyelinin ve ihtiyacının çok altında.
- Yüksek enflasyon: Türkiye'nin enflasyonu, son yıllarda çift haneli rakamlara ulaştı. 2022 yılında yüzde 80,2 olan enflasyon, 2023 yılında yüzde 160,76'ya çıktı. Bu oranlar, Türkiye'nin hedefinin ve ortalamasının çok üzerinde.
- Değer kaybı: Türkiye'nin para birimi lira, son yıllarda döviz karşısında değer kaybetti. 2022 yılında 1 dolar 10 lira civarındayken, 2023 yılında 1 dolar 20 lira civarına çıktı. Bu durum, Türkiye'nin alım gücünü ve rekabet gücünü azalttı.
- Artan borç: Türkiye'nin kamu borcu, son yıllarda arttı. 2022 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 40'ına denk gelen kamu borcu, 2023 yılında GSYH'nın yüzde 50'sine denk geldi. Bu durum, Türkiye'nin mali disiplinini ve kredi notunu bozdu.
- Yoksulluk: Türkiye'nin yoksulluk oranı, son yıllarda arttı. 2022 yılında nüfusun yüzde 10,4'ü yoksulluk sınırının altında yaşarken, 2023 yılında bu oran yüzde 11,7'ye çıktı. Bu durum, Türkiye'nin sosyal adaletini ve refahını azalttı.
Rasyonel Bir Ekonomi Yönetimi İçin Öneriler
Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözmek için rasyonel bir ekonomi yönetimi gerekiyor. Bu yönetimin izlemesi gereken bazı öneriler şunlar:
- Reform yapmak: Türkiye'nin ekonomik yapısal reformlara ihtiyacı var. Örneğin, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlamak, vergi sistemi
```
Yorumlar
Yorum Yap