Gözden kaçırmayın

Prof. Dr. Uğur Cengiz ERİŞMİŞ Eber Gölünün 3 Yılı Kaldı !Prof. Dr. Uğur Cengiz ERİŞMİŞ Eber Gölünün 3 Yılı Kaldı !

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal’ın öncülüğünde TBMM’de gerçekleştirilen basın açıklaması ile Eşitlik İçin kadın (EŞİK) Platformu ve birçok kadın milletvekili 6284 sayılı Kanun ve kadın haklarının korunması için tek ses oldu. Meclisten iktidara seslenen CHP Grup Başkanvekili Av. Burcu Köksal açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN BİR GECEDE ÇIKANLARA KARŞI BU MÜCADELEYİ VERİYORUZ

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Türk Medeni Kanunu ve Cumhuriyetle birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bahşettiği hakların korunması ve uygulanması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Peki biz bu mücadeleyi kime karşı veriyoruz? Kürsü başında kadınların nerede kahkaha atıp atmayacağına karar vermeye kalkanlara, kadınların kaç çocuk doğuracağını belirlemeye çalışanlara, kadına yönelik şiddete ilişkin önerge verdiğimizde Meclis’te tüm elleriyle o önergeyi reddedenlere, kadınları sınıflandırmaya kalkanlara, işsizliği kadınların iş aramasına bağlayıp komik istatistikler çıkarmaya çalışanlara, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısında çıkanlara, Türk Medeni Kanunu’nu ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu tartışmaya açanlara karşı.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN TEK SÖYLEDİKLERİ 6284 VE MEDENİ KANUN SÖYLEMİ
Meclis’in tatil olduğu dönemde geçtiğimiz aylarda hemcinsimiz olan Aile Bakanı da bu tartışmalara katıldı. Ve kendisi hem yoksulluk nafakasının uygulanmasıyla ilgili ‘nafakanın süresiz olması kabul edilemez’ hem de kadınların 6284 sayılı Kanun’un uygulanmasını kabul etmiyor şeklindeki yorumlarını maalesef üzücü bir şekilde duyduk. Bütün bunlar bize gösterdi ki yeni anayasa tartışmalarında hedef 6284 sayılı Yasa ve Türk Medeni Kanunu. Buradan Sayın Bakan’a hatırlatmak istiyorum, yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Boşanma ile yoksulluğa düşecek tarafın daha ağır kusuru olmamak kaydıyla karşı taraftan aldığı nafakadır. Ve yoksulluk nafakasının verilip verilmeyeceğine mahkeme hükmeder. Dolayısıyla buradan Bakanın yürütme erki olarak yargıya olan bir müdahalesi söz konusudur.
ETKİN MÜCADELE YERİNE YASAMAYA MÜDAHALE EDİYORLAR
Yasa yapma yetkisi TBMM’nindir. Ve yasa teklifi verme yetkisi de milletvekillerine aittir. Dolayısıyla yine burada yürütmenin yargıyla birlikte yasamaya olan müdahalesini de görmüş oluyoruz. Ben bu açıklamalar ışığında Bakandan böyle açıklamalar yapmak yerine Türkiye’de cinayete kurban giden kadınların sesi olmasını, kadına yönelik şiddet ve kadına yönelik cinayetle etkin bir mücadele sürdürmesini beklerdim. Bir gece yarısı çıkılan İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden işler hale gelmesi için yürüteceği kararlı bir mücadele beklerdim. Maalesef görüyoruz ki Bakan da tam da iktidarın istediği açıklamaları yapıyor.
AĞUSTOS RAPORUNA GÖRE 29 KADIN, CİNAYETE KURBAN GİTMİŞ
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından ağustos ayında yayınlanan rapora göre; 29 kadın, cinayete kurban gitmiş. Bunların bazıları boşanmak istediği için, bazıları barışma teklifini reddettiği için, bazıları hiçbir bahane, gerekçe gösterilmeksizin öldürülmüşler. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe, adil yargılama yapılmayıp şüpheliler caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler alınmadıkça şiddet boyut değiştirerek devam ediyor. Kadınları öldürmenin, yaşam haklarını elinden almanın bahane bile göstermeyip onları yaşamdan koparmanın ve sonuçta nasıl olsa kravat takıp iyi hal indirimi alırım diye birilerinden güç alanların bu ülkede artık daha fazla olmaması gerekiyor."