Gözden kaçırmayın
Prof. Dr. Uğur Cengiz ERİŞMİŞ Eber Gölünün 3 Yılı Kaldı !Eğitimde Reform Zamanı: Öğretmenlerin Sesine Kulak Verin!
Türkiye'nin dört bir yanındaki öğretmenler, mesleki haklarının iyileştirilmesi ve eğitimdeki kalitenin artırılması için seslerini yükseltiyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun ekonomik kriz bahanesiyle göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan eğitimciler, ek ders ücretlerinin artırılmasını talep ediyor. Uzman ve başöğretmenlik için belirlenen kıdem sürelerinin, verilen sözler doğrultusunda 5 ve 10 yıl olarak uygulanması gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının aşırı yaptırım olmaktan çıkarılması, tüm birinci derece memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve kadroya geçen öğretmenlerin, kadrolu öğretmenlerle aynı özlük haklarından faydalanması gerektiğini ifade ediyorlar.
Anayasal bir hak olan aile bütünlüğünün korunması, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının ve öğretmen alımındaki mülakat sisteminin kaldırılması, Yardımcı Hizmetler Sınıfı'nın ortadan kaldırılması ve memurluğa sınavsız geçişin önünün açılması gibi konular da öğretmenlerin gündeminde. İptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesi için çözüm bulunması ve kamudaki şeflerin maaş dezavantajlarının giderilmesi de talepler arasında yer alıyor.
Bu önemli konuların takipçisi olan Tevfik Öztürk, Afyonkarahisar Şube Başkan Vekili olarak, öğretmenlerin bu haklı taleplerinin karşılanması için yetkililere çağrıda bulunuyor. Eğitimdeki bu kritik dönemeçte, öğretmenlerin sesine kulak verilmesi ve eğitimde kalitenin artırılması için atılacak adımların hızlandırılması büyük önem taşıyor.
Kıymetli Basın Mensupları;
Uzun yıllar ihtiyaç haline gelen ve yıllarca talep ettiğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu, nihayet bundan iki yıl önce çıkarılmıştı. Ancak ne yazık ki çıkarılan kanun, bütün uyarılarımıza rağmen ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenmemiş, daha ilk uygulamasında yetersizliği ortaya çıkmıştı.
Kapsamı dar tutulmuş; şube müdürlerini, ilçe Milli Eğitim Müdürlerini, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarını, bakanlık ve eğitim müfettişlerini, şahsa bağlı uzmanları ve araştırmacıları kapsam dışı bırakan mevcut kanunun bir kısım maddeleri ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Bu günlerde yetersizliği açık ve iptal edilen maddeleri ile uygulama şansı kalmayan kanunun yeniden düzenlenmesi ve bu sefer kapsamı geniş, şiddete yaptırım içeren ve eğitimcilerin tamamını memnun edecek bir kanun tasarısı, TMBMM gündemine gelsin istiyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları;
Ülkemizin kamu personel sistemi, kamu politikasının belirlenmesi, yürütülmesi ve düzenlenmesi konusunda şef, şube müdürü, daire başkanı, genel müdür şeklinde hiyerarşik sıralanan yönetim hizmetleri kadro grubu şekilde tasarlanmıştır.
Nitekim kariyer uzmanlığından şef ve daha üstü kadrolara uzanan bir mesleki kariyer ve görevde yükselme silsilesi kurgulanmıştır. Ancak yönetim hizmetleri kadro grubuna görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayacak şekilde sınırlı özlük hakları ve yetkileri verilmiştir.
Hiyerarşik olarak kendilerine bağlı ve yönetim, karar alma, uygulamaya koyma, hesap verme sorumluluğu bulunmayan diğer kamu görevlilerinden çok da farklılaştırılmamış bir seviyede özlük haklarının verildiği görülmektedir.
Mevcut Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da kanunun kapsamı yönüyle düğme daha baştan yanlış iliklenmiş; uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanları, eğitim öğretimin içerisinde bilfiil bulunan ve çoğunlukla da öğretmenlik ünvanını kazanılmış hak olarak uhdesinde bulunduran şube müdürleri ile dengi ve üstü kadrolarda bulunanlar, fiilen öğretmenlik yapmadıkları ve genel idare hizmetleri sınıfına dahil olmaları gibi gerekçelerle kariyer basamakları sınavına girmelerine dahi imkan tanınmamıştır.
İşte bugün burada toplanmamızın, hep birlikte ses vermemizin, ortak iradeyle söz söylememizin nedeni; eğitim yönetiminin yükünü omuzlayan, sorunları sırtlayan millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik/başöğretmenlik unvanına dayalı hakların tanınmamasını protesto etmek, Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısında bu konudaki değişiklik talebini ve ihtiyacını haykırmaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin kısmî iptal kararı sonrası, Bakanlığın girişimiyle yeni bir Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı hazırlandığını, Cumhurbaşkanlığında son şekli verilen tasarının TBMM’ne sevk edileceğini biliyoruz.
Ancak taslağın görüşüldüğü süreçte, çeşitli bahanelerle eğitim çalışanları arasında ayrımcı ve dışlayıcı bakış açısının devam ettirilmeye çalışıldığını görmekteyiz.
Şube müdürü veya üstü kadrolarda bulunan personelin büyük bir çoğunluğunun diğer bakanlıklardan farklı olarak öğretmen kökenli olduğu, öğretmenlik ünvanlının bu kişiler yönünden kazanılmış bir hak, hak edilmiş bir unvan, yetkinliğe sahip bir meslekî tecrübe olduğu unutulmamalıdır.
Yine söz konusu kadrolarda bulunanların eğitim-öğretim kamu hizmetinin niteliği gereği eğitim ve öğretimden ayrıştırılması mümkün bulunmayan eğitim yönetimi ve denetimi faaliyetlerini icra ettikleri, bulundukları kurumların sadece bir idarî faaliyet yürütülen yerler değil eğitim kurumlarını tamamlayan yapılar oldukları, kısaca bizatihi eğitim-öğretimin içinde bulundukları göz ardı edilmektedir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içerikle yeniden düzenlenmesi amacıyla Eğitim-Bir-Sen olarak bir kanun taslağı/önerisi hazırlayarak Millî Eğitim Bakanlığı’na, TBMM Başkanlığı’na, Meclis’te grubu bulunan partilerin yöneticilerine sunmuştuk. Söz konusu önerimizde şube müdürü, dengi veya üstü eğitim yönetimi/denetimi kadrolarında bulunanlara da kariyer basamakları sürecinde unvan için başvuruda bulunma hakkı tanınmasını ifade etmiştik.
Gelinen noktada, bu kadrolarda bulunan eğitimcilerin, uzman/başöğretmenlik unvanına ve haklarına sahip olmaları yönündeki beklentilerinin meslek kanunu içerisinde olması noktasında artık daha fazla geç kalınmamalıdır. Biz, meslek kanununda, bütün eğitim çalışanlarının statü ve unvan farkı gözetilmeksizin aynı haklara erişimlerinin mümkün hale getirilmesini, özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz.
Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, hedefler ve gerçekler bağlamında eğitimciyi ayrıştırmayan bütünleştiren, farklılaştırmayan eşitleyen, engellemeyen destekleyen; eğitimi ve eğitimciyi bütüncül, eşit, adil ve hakkaniyete uygun bir bakışla ele alan bir meslek kanunu içeriğinin oluşmasının mümkün ve elzem olduğuna inanıyoruz.
Eğitimcinin hak ve yetkilerini genişleten, ona destek olan bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu konusundaki beklenti karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen’in bu hususlar temelinde katkı ve destek sunacağını bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyoruz.
Siyasi iradeyi ve TBMM’yi meslek kanununda beklentileri karşılayan, millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik/başöğretmenlik ünvanına dayalı hakların tanınması konusunda adım atmaya çağırıyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları ve Değerli Arkadaşlar;
Bu vesile Öğretmenlik Meslek Kanunu ve gündemimizde ve takibimizde olan bazı konuları özetleyerek yüksek sesle diyoruz ki;
· Öğretmenlik Meslek Kanunu ekonomik krize kurban edilmemelidir.
· Ek ders ücreti artırılmalıdır.
· Uzman ve başöğretmenlik kıdem süreleri söz verildiği gibi 5 ve 10 yıl olmalıdır.
· Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası katmerli ceza haline getirilmemelidir.
· Birinci dereceye gelen bütün memurlara 3600 ek gösterge hayata geçirilmelidir.
· Kadroya geçen öğretmenler, kadrolu öğretmenliğin özlük haklarından faydalanmalıdır.
· Anayasal bir hak olan aile bütünlüğü teminat altına alınmalıdır.
· Sözleşmeli öğretmenlik ve öğretmen alımında mülakat kaldırılmalıdır.
· Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılmalı, memurluğa sınavsız geçişin önü açılmalıdır.
· İptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesine çözüm üretilmelidir
· Kamudaki şeflerin maaş dezavantajları giderilmelidir.
Tevfik Öztürk
Şube başkan vekili
#EğitimdeReform #ÖğretmenHakları #MeslekKanunu #EkDersÜcreti #3600EkGösterge #AileBütünlüğü #SözleşmeliÖğretmenlik #TopluSözleşmeİkramiyesi #MaaşDezavantajları
Yorumlar
Yorum Yap