Değerli okurlarım, Türkiye'deki tarım politikaları ve yabancı yatırımların yerli çiftçilere etkileri konusunda önemli bir tartışma konusudur. Ancak, bu kadar kısa ve genel bir konunun tüm zorlukları yansıtmakta zorlanıyoruz. Mevzuata göre yıllık yapılan bütçenin yüzde birini teşvik olarak çiftçiye vermek zorundayız. Bu para 2024 yılı için 90 milyar liradır. 2024 yılında bugüne kadar tarım Bakanlığı'nın açıkladığı rakama göre 22 milyar lira civarında ödenmiş. Yıllardır böyle; Türkiye'deki çiftçiye yasal hakkı olan teşvik neden ödenmiyor? Bu sorunun cevabı aslında çok basit. Yandaş sermaye sahipleri tarım ürünlerini ithal etsin ve ceplerini doldursun diye yapılıyor. Bu çok açık ve nettir.

 

Böylece yabancı yatırımcıların tarım sektöründe yerli çiftçilere göre daha fazla desteklenmesi. Bu durumun yerli üretimi olumsuz etkilediği de somut gerçektir. Yerli çiftçilerimiz artan üretim maliyetleri, küresel rekabet ve yetersiz devlet desteği gibi sorunlarla mücadele ettiği ve bu durumun onları iflasa sürüklenmesi dir. Teşvik desteği yerine çiftçiler banka kredilerine yönlendiriliyor. Dolayısıyla borca sokuluyor. Alım garantisi verilmiyor. Ürünlerinin fiyatları düşük tutuluyor. Çiftçi köylü borcunu ödeyemiyor. Kredi alırken ipotek verdiği tarlası satışa çıkartılıyor. Köylünün tarlası elinden gidiyor. Türkiye'de bunun gibi binlerce vaka var. Kredi veren bankaların yabancı olduğunu düşünürsek; köylünün tarlası ya satıldı ya da yabancı bankalara ipotek verildi.

Birde yabancılar; Türkiye'nin tarım politikalarının, yerli üretimi desteklemek yerine yabancı yatırımlara öncelik verdiğini ve bu durumun tarımın geleceği için sadece risk değil, milli güvenlik sorunu oluşturuyor. Biz yabancı düşmanı değiliz. Tüm yabancı yatırımcılar ve tüm yerli çiftçiler aynı tutulmuyor. Bazı yabancı yatırımcılar, yerli üretimi destekleyen ve teknolojik gelişmeleri getiren projeler gerçekleştirebilir. Tarım gibi stratejik bir konuyu neden bir tek yabancılara bırakalım. Buda ayrı bir konu!

 

Tarım politikaları, ekonomik, sosyal ve çevresel birçok faktörden etkilenir. Sorunları teşhis etmek önemlidir. Ancak çözüm önerileri sunmadan sadece eleştirmek yeterli değildir. Yatırımcılar hangi yerli çiftçiler ve hangi politikalar hedefleniyor? Desteklemek için somut veriler sunmak önemlidir. Yerli çiftçilerin desteklenmesi ve sürdürülebilir tarımın geliştirilmesi için somut destekler sunmak gerekir. Yerli üretimi öne çıkarıp hem de çiftçilere yönelik destek tarım politikalarıyla ilgili önemli bir konuya dikkat çekmek gerekir. Ancak daha detaylı bir analiz ve çözüm önerileri sunmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Türkiye'nin tarım politikalarının tarihsel gelişimi, mevcut durumu ve gelecekteki hedefleri bellidir. Küçük çiftçilerin karşılaştığı en büyük sorunlar ve bu sorunlar da çözüm bekliyor.

 

Tarımsal üretimine büyük katkı sağlayan önemli bir kesim olmasına rağmen, birçok zorlukla mücadele ediyorlar. Bu sorunlar, çiftçilerimizin verimliliğini düşürüyor, gelirlerini azaltıyor ve sektörün genel olarak gelişimini engelliyor. Ülkemizin büyük bir kısmında su kaynakları yetersiz ve düzensiz dağılım gösteriyor. Kuraklık, sulama sistemlerinin yetersizliği ve sulama suyunun yüksek maliyeti, çiftçileri zor durumda bırakıyor. Çiftçiler, ürettikleri ürünleri genellikle aracılar aracılığıyla pazara sunmak zorunda kalıyor. Bu durum, ürünlerin düşük fiyata satılmasına ve çiftçilerin hak ettiği gelirden mahrum kalmasına neden oluyor. Gübre, ilaç, tohum ve mazot gibi girdilerin maliyeti sürekli artıyor. Bu durum, çiftçilerin üretim maliyetlerini yükseltiyor ve karlarını düşürüyor. Üretim için gerekli olan kredilere kolaylıkla ulaşamıyor. Yüksek faiz oranları ve bürokratik engeller, çiftçilerin kredi kullanma isteğini azaltıyor. Zaten destek verilmiyor. Arazileri genellikle küçük ve parçalı olduğundan, modern tarım tekniklerinin uygulanması zorlaşıyor. Büyük bir kısmı, modern tarım teknikleri, pazarlama stratejileri ve tarımsal desteklemeler hakkında yeterli bilgiye maalesef sahip de değil. Sel, dolu, don gibi doğal afetler, çiftçilerin ürün kayıplarına uğramasına ve ekonomik olarak zor duruma düşmesine neden oluyor. Tarım sigortaları, doğal afetlerin yarattığı zararları karşılamakta yetersiz kalıyor. Ucuz ve kalitesiz yabancı ürünlerin ülkemize girmesi, yerli üreticileri zor durumda bırakıyor. Sulama sistemlerinin iyileştirilmesi ve sulama suyunun etkin kullanımı için projeler geliştirilmeli. Çiftçilerin güç birliği yaparak pazarlık güçlerini artırmaları ve ortak hareket etmeleri sağlanmalı. Devlet buna destek olmalı. Gübre, ilaç ve tohum gibi girdilerin maliyetlerini düşürmek için desteklemeler yapılmalı ve düşük faizli ve uzun vadeli krediler verilmeli.

Somut adım atılarak arazilerinin birleştirilmesi ve modern tarım tekniklerinin uygulanmasına uygun hale getirilmesi sağlanmalıdır. En önemlisi modern tarım teknikleri, pazarlama stratejileri ve tarımsal desteklemeler hakkında eğitim verilmeli. Tarım sigortalarının kapsamı geliştirilmesidir. Sigorta primleri düşürülmeli. Beyan ve ekspertiz raporları doğru düzenlenmelidir. Ekspertiz oyunları yapılmaması gerekir. Üreticinin hakları kurşuna kadar ödenmelidir. Yerli üretimi korumak ve desteklemek için gümrük vergileri artırılmalı günü birlik düzenlemelerden kaçınılmalıdır.

 

Sonuç olarak;

Tarımsal sorunların çözümü, hem çiftçilerin refahını artıracak hem de ülkemizin tarımsal üretimine önemli katkılar sağlayacaktır. Tarım politikaları ve Kırsal kalkınma programları adamına göre değil, ülke menfaatleri öncelik olmalıdır. Tarımsal desteklemeler sürdürülebilir olmalıdır. Tarım, gıda güvenliği ve önceliği dikkate alınması şarttır.