“Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin?

Rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?”

İşte Sokrates’in bu anlattıkları kurulu düzeni rahatsız ediyor ve yakalanıp mahkeme önüne çıkarılıyor.

Bu mahkeme “demokratik” usule göre halk arasından rastgele seçilmiş 500 kişilik bir jüriden oluşuyor.

Sokrates, hakkındaki suçlamalar anlatıldıktan sonra muazzam bir savunma yapıyor.

Ancak savunması mahkumiyetine engel olamıyor ve yargılama sonunda halk jürisinin yüzde 52’sinin oyuyla ölüm cezasına çarptırılıyor.

Böylece Antik Çağın en önemli düşünürü demokrasinin kurbanı oluyor!
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sokrates'in ölümü, Antik Yunan felsefesinin en trajik olaylarından biridir.

Sokrates, Atina'da yaşayan ve insanlara ahlak, erdem ve bilgelik konularında sorular soran bir filozoftu.

Sokrates'in sorgulayıcı ve eleştirel tutumu, onu bazı Atinalıların düşmanı yaptı.

Sokrates, tanrılara saygısızlık etmek ve gençleri yoldan çıkarmakla suçlandı.

Sokrates, kendisini savunmak için mahkemeye çıktı ama jüriyi ikna edemedi.

Jüri, Sokrates'i ölüme mahkum etti ve ona baldıran zehri içmesini emretti.

Sokrates, arkadaşlarının kaçmasını teklif etmesine rağmen, yasalara saygılı olmak için cezasını kabul etti.

Sokrates, son anlarında bile felsefe yapmaya devam etti ve ölümün korkulacak bir şey olmadığını söyledi.

Sokrates'in ölümü, onun öğrencileri ve takipçileri için büyük bir üzüntü kaynağı oldu.

Onun felsefesi, Platon, Aristoteles ve diğerleri tarafından yazılı hale getirildi ve Batı düşüncesinin temelini oluşturdu.