Yemin etmek, bir kişinin belirli bir davranışı yerine getireceğine veya gerçeği söyleyeceğine dair sözlü veya yazılı olarak taahhütte bulunmasıdır.

Yeminini tutmak ise yemin edilen şeyi yapmak veya yapmamak anlamına gelir.

Milletvekilliği yemini etmek, bir milletvekilinin göreve başlamadan önce anayasaya ve yasalara bağlı kalacağına ve milletin çıkarlarını koruyacağına dair yemin etmesidir.

Yeminine sadık kalmak ise yemin edilen şeylere uygun davranmak ve onlara ihanet etmemek demektir.

Peki, halkın aleyhine gözüken bir tasarıya destek veren bir milletvekili yeminine muhalefet etmiş olur mu?

Bu sorunun cevabı, milletvekillerinin yemin metninde gizli.

Milletvekilleri Meclis'te yemin ederken şöyle söylüyor: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzuru, milletin refahı ve mutluluğu ile Türk milletinin şan ve şerefini korumak ve yüceltmek için çalışacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.''

Bu metne göre, milletvekilleri halkın egemenliğini, hukukun üstünlüğünü, demokratik cumhuriyeti ve milletin refahını korumakla yükümlüdür. Eğer bir tasarı bu değerlere aykırıysa veya halkın iradesini yok sayıyorsa, o tasarıya destek veren milletvekilleri yeminlerine sadık kalmamış olurlar.

Bu da onların siyasi ahlakını ve meşruiyetini zedeler.

Sonuç olarak, halkın aleyhine gözüken bir tasarıya destek veren bir milletvekili yeminine muhalefet etmiş olur.

Bu nedenle, milletvekillerinin vicdanlarına kulak vermeleri ve halkın menfaatlerini gözetmeleri gerekir.

Aksi takdirde, halkın güvenini kaybederler ve tarihin önünde hesap vermek zorunda kalırlar.